“En sevdiğin yazar kim?” diye sorulduğunda hep Sabahattin Ali dedim ben, hala da değişmedi. Ama zaman zaman da çekindim söylemeye. Okuyan kadar okumayıp sırf popüler olduğu ve birkaç beğeni fazla getirsin diye kahve yanında sadece fotoğraf çekmek için alınan, benim içinse defalarca altını çizerek okuduğum kitapların yazarı sonuçta. Magazin programında Kürk Mantolu Madonna‘nın kahramanını şarkıcı zanneden kadın gibi o kadar yazar içinde insanın en sevdiği yazarın ilk akla gelen isimlerden biri olmasından çekindim belki de. En sevilen eseri Kuyucaklı Yusuf olsa da İçimizdeki Şeytan‘ı benim için hepsinin önünde.
Bu blog’a geri dönecek olursak eğer sadece kültür sanata yönelik bir blog açmak hep istediğim bir şeydi aslında. İlk başta sadece Instagram ve Twitter ile sınırlı kalsam mı diye düşündüm. Ama sonra günlük misali yazmanın bana daha iyi geleceğini fark ettim ve ilk yazımda da Sabahattin Ali olsun istedim. Bu yazıyı yazmadan iki gün önce, yani 25 Şubat, 1907 yılında doğan Sabahattin Ali‘nin doğum günüydü. Kitaplığımdaki kitaplarına bakarken elim nedense “Kuyucaklı Yusuf“a gitti. Beni unuttun, tekrar okur der gibi bir hali vardı. Elimde karton kapaklı 2, ciltli de 1 adet olmak üzere 3 adet “Kuyucaklı Yusuf” var. Ciltli olan eserin ilk basımından tam 80 sene sonra basılan “Kuyucaklı Yusuf 80 Yaşında” baskısı. Kitabı alalı 5 sene geçtiği için eser şu an 85 yaşında. 25 liraya almışım. Kitaplara gelen bu zamlarla şimdi almaya kalksam… Neyse moral bozmak yok.
Tekrar baktım da “İçimizdeki Şeytan”dan 4, “Kürk Mantolu Madonna“dan 2 ve “Kağnı/Ses/Esirler”den de 2 tane var. Kimisi kardeşimden geldi, kimisini de farklı yayınevleri de çıkarttığı için aldım. Belki de birçok kitabım bir yerlere gidip de geri dönmediği için çifter çifter elimde tutuyor da olabilirim. Gerçi zaman zaman bir kitabın bende olduğunu unutup sipariş ettiğim de olmuyor değil ama bu kitaplar tamamen bilinçli alındı. Her neyse bundan sonra kitap, film, sergi, oyun ve müzik hakkında kendi çapımda burada atıp tutacağım. Sen de iyi ki doğdun Sabahattin Ali ve iyi ki bu eserleri bize kazandırdın.
